129

Kadınlarınız arasında her yönden adaletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir.

Bir de kadınların arasını denk tutmaya yani sevgide de eşitlik üzere adalet yapmaya çok istekli de olsanız, herhalde gücünüz yetmez. Hepsini aynı seviyede sevemezsiniz, buna gücünüz yetmez. Yetemeyince de "Allah hiç bir kimseye gücünün yetmeyeceği bir şey yüklemez." (Bakara, 2/286) âyeti delaletince Allah bunu teklif de etmez. Şu halde bütün meylinizi diğerine verip de eşlerinizin bazısını muallaka, yani muallak (askı)da kalmış ne kocalı, ne kocasız bir kadın gibi ihmal edilmiş bir halde bırakmayınız. Ki işte "Eğer adalet edemeyeceğinizden korkarsanız bir tane (nikahlayın)." (Nisa, 4/3) emri gereğince korkulması gereken cevr (eza, cefa), adaletsizlik budur. Yani kadınlar hakkında iki çeşit adalet vardır. Birisi infak ve kasm denilen geceleme nöbeti gibi hukukta adalet ve eşitliktir ki, bu güç ve iktidar dahilindedir isteğe bağlı olan işlerdendir. Ve teklif olunan adalet budur. Diğeri ise sevgide adalet ve eşitliktir ki, bu beşerî güç ve iktidarın dışındadır. Çünkü muhabbet, zorunlu işlerdendir. karinesiyle burada adaletten maksat da budur. Ve bundan yasaklamak, mâ-lâ-yutâk (güç yetmezlik)tır. Şu halde teklif olunan adalet, mümkün olan hukukda adalettir ve korkulması gereken adaletsizlik diğerini karılık muamelesinden tamamen mahrum edip, büsbütün terkedilmiş ve ihmal edilmiş gibi bırakmak sûretiyle eza etmektir. Yani yiyeceği, giyeceği ve oturacağı yeriyle nafakasını vermek ve geceleme nöbetini eşit tutup konuşup görüşme ve arkadaşlık etmek yeterli değildir. Kadının ara sıra nefsânî payını da vermek, iyilik etmek lazımdır. Ancak bu noktada eşitlik teklifi güç yetmez olduğundan bahis konusu değildir. Hatta böyle bir teklif erkeğe ezadır. Adalet denince, her halde eşitlik düşünmemelidir. "Elyak" (en uygun)ı, "layık" (uygun)a tercih etmek de bir hak, bir adalettir.

Görülüyor ki, burada isteğe bağlı işler ile zorunlu işlerin hükmü ayırt edilerek (Nisâ, 4/3) emrinin bir açıklaması yapılmıştır. Ve işte sevginin böyle zorunlu işlerden olması kazıyye (önerme)sidir ki, zinadan korunmak için birden fazla eşe sahip olmayı caiz gören zorunlu sebeplerden biri olmuştur. Buna karşı, "sevsin ve her fenalığı yapsın da nikah etmesin" demenin büyük bir zalimlik olacağı açıktır. Bunun için burada tek eşe teşvik eden nass (dini delil)ın açıklamasıyla beraber, birden fazla eş almanın şartlarından ve zorunlu sebeplerinden en önemlisi de anlatılmıştır. Hadis-i şerifte de varid olmuştur ki: "İki karısı olup da birine büsbütün meyleden kimse kıyamet gününde bir yanı eğik olarak gelir."

Ve eğer zorunlu bir sebeple böyle bir hal olunca aralarını düzeltir, bozulan yönlerini iyileştirir. Bundan sonra meyletmeden sakınırsanız Allah affedici ve merhamet edici olduğundan, geçmişi affeder ve sizi rahmetiyle maksad ve muradına eren bir kimse eyler.

129 ﴿