69Yusuf'un yanına girdikleri vakit, o, kardeşini (Bünyamin'i) yanında alıkoydu. Dedi ki: "Bilesin, ben, senin kardeşinim! İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme!" Kardeşini kendine iyva etti, yanına aldı, sinesine çekti, bağrına bastı. Rivayet olunur ki, Yusuf'un huzuruna girdiklerinde: "İşte emrettiğin kardeşimiz budur, onu getirdik" diye takdim ettiler. O da: "İyi ettiniz, isabet eylediniz, onu yanımda bulacaksınız" dedi. Ona ikramda bulundu. Sonra hepsine bir ziyafet verdi ve onları ikişer ikişer sofraya oturttu. Bünyamin tek kaldı, kendi kendine "Şimdi kardeşim Yusuf sağ olsaydı, o da benimle birlikte otururdu" dedi ve gözlerinden yaş damladı. Yusuf da "Kardeşiniz tek kaldı" dedi ve onu kendi yanına aldı. Sonra her iki kişiye birer yatak odası hazırlattı ve "Bunun ikincisi yok, bu da benim yanımda olsun" diyerek kendi odasına götürdü. İşte odada tek başlarına kalınca, koklaya koklaya yanında yatırdı, sabah oldu. Yusuf ona evlatlarını sordu, o da: "On oğlum var, hepsinin ismini de ölen kardeşimin adından koydum" dedi. Bunun üzerine Yusuf, ona: "O ölen kardeşinin yerine ben senin kardeşin olsam ister misin?" dedi. O da: "Senin gibi kardeşi kim bulabilir? Amma ne çare ki, seni Yakup ile Rahil doğurmuş değil" diyerek iç çekti. İşte o vakit Yusuf ağladı ve kalkıp boynuna sarıldı ve kendini tanıttı da Ben, dedi, ben cidden senin kardeşinim. Yusuf, ayrıca ona tembih etti: Bunun için onların yapacaklarına aldırma, dedi. Yani, biz iki kardeş hayırlısı ile birleşip mesud olduğumuz için, artık kardeşlerimizin bize geçmişte yaptıklarına üzülme, boş ver, onlara aldırma. Veya bu sefer benim adamlarımın sana yapacakları oyundan dolayı sakın telaşlanıp üzülme. Ve bu sana anlattıklarımı kimseye sezdirme, hiç duymamış gibi serinkanlı ol, diyerek tembih etti. Demek ki olup bitecekleri de anlattı. |
﴾ 69 ﴿