| 5Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, onlar için de pek kötü ve elem verici bir azab vardır. Öyle olmakla birlikte inkâr edenler, yani Allah'a o şekilde hamd etmeyip o sıfatlarını ve ahiret kudretini inkâr edenler dediler ki.. buradaki "vav" yemin vavıdır. Bu ifade kelimesinin sıfatıdır. Taberi'nin beyanına göre, "gayb"dan maksat, insanların henüz bilmedikleri mümkinat (olabilir şeyler) tır ki, gerek hiç yaratılmamış olsun, gerekse yaratılmış da henüz kimse bilmemiş olsun. Burada bu nitelikle niteleme iki nükte, iki ince mânâ ifade eder. Birisi geleceği haber verilen "saat"in, yani kıyamet gününün ne zaman geleceğini yalnız O'nun bildiğini anlatır; birisi de dağılmış parçaların toplanmasını uzak görerek, imkân dahilinde görmeyerek onu inkâr edenlere cevap noktasını gösterir. Bunun benzeri Kaf Sûresi'nde "Fakat yeryüzünün onlardan neyi eksilttiğini biz mutlak biliriz." (Kaf, 50/4)dir. Yani ilmi böyle olan habîr, her şeyden haberdar, ve hakîme bu nasıl imkânsız olur? Ne göklerde, ne yeryüzünde zerre ağırlığı, yani en küçük karınca miktarı, ufak bir mikrop veya molekül O'ndan uzak kalmaz, ilminden kaçmaz ve ne o zerre ağırlığından daha küçüğü, atom, elektron, bir tek parça, parçalanmayan en küçük parça derecesinde en küçük sonsuz ne de daha büyüğü, tamamına varıncaya kadar hiçbiri O'nun ilminden gaib olmaz. Hepsi huzurunda apaçık bir kitaptadır. Tefsir bilginlerinin çoğu burada "Kitab-ı Mübin"i, "Levh-i Mahfuz" diye tefsir etmişlerdir. Fakat bunun "Yaş ve kuru hiçbir şey müstesna olmamak üzere hepsi apaçık bir kitaptadır." (En'am, 6/59) âyetinde olduğu gibi, doğrudan doğruya ilâhî ilmi anlatıyor olması daha açıktır. Yani gaib ve hazırı ile bütün kainat, Allah'ın huzurunda apaçık bir kitap gibi açık, malum, besbellidir. Buradaki yukardaki fiiline bağlı ve O'nun hikmetini beyan içindir. Yani Allah'ın, o iman edip salih ameller işleyenlere mükafat vermesi için muhakkak o saat gelecek... O halde sözün özü şu oluyor: Hikmet o saatin gelmesini gerektiriyor. Hem gaybı, hem de büyük küçük, gizli aşikar, bütün parçaları ve bütünüyle tüm kainatı kuşatan kamil, mükemmel bir ilim var, bütün onları yoktan var eden kudret de var. O halde o saat neden gelmesin? | 
﴾ 5 ﴿