4İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardır, onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir." Yalnız İbrahim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır. Hâtib'in dediği gibi içlerinde bulunan bazı akraba ve çocukları dolayısıyla o düşmanlara sevgi ve sır verenlere gelince bu husus, şöyle ifade ediliyor: Size ne hısımlarınızın ne de evlatlarınızın asla faydası olmaz, onlar sizi yaptığınız günahın cezasından kurtaramaz. Kıyamet günü Allah aranızı ayırır, zira (Abese, 80/34-36) âyeti gereğince "o gün kişi kardeşinden, anasından, babasından, kocasından ve evladlarından kaçar." Burada harbin mağlubiyet ve felaket günlerinin de kıyamet gününü andırdığına bir işaret vardır. Ve Allah hep amellerinize bakar. Ona göre mükafat veya ceza verir, yoksa çocuklarınız ve akrabalarınıza göre değil. O halde Allah düşmanlarına dost olanlar, Allah dostları olamazlar. Onun için müminler çoluk çocuklarının hatırı için Allah düşmanlarını dost yerine koymamalı, özellikle harb zamanında onlara sevgiyle sır kaçırmaktan çok uzak durmalıdırlar. |
﴾ 4 ﴿