2Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. "Allah size farz kıldı." Buradaki farz kelimesi, Razî tefsirinde "Sâhibu'n-Nazm"dan nakledildiği gibi bazen "Farz kılmak" bazen de Nur Sûresi'nin başındaki gibi beyan mânâsına gelir. Ancak "Biz müminlere neyi farz kıldığımızı bildirdik..." (Ahzâb, 33/50) âyetinde olduğu gibi "farz" kelimesi "alâ" ile kullanıldığı zaman şüphesiz "farz kılmak " mânâsından başka bir anlama ihtimali yoktur. Lakin buradaki gibi "lâm" ile getirildiğinde yukarıda zikredilen iki mânâya da ihtimali vardır. Onun için Mukâtil bu âyeti, "Allah açıkladı", diğerleri de "farz kıldı" diye de tefsir etmişlerse de, her iki mânâ da doğrudur. Tehille, aslı tecribe tekmile ve tekrime kelimeleri gibi tahlile şeklinde "tef'il" bâbında kaide dışı bir mastar olup kâideye uygun olan "tahlîl" veya "mâbihi't-tahlîl" mânâsına isim olarak kullanılır ki helâl etmek, çözmek, çözülmek, çözümlük ve helâllık demektir. Yeminin helâllığı, çözümlüğü de; birincisi, yaptığı yemini doğru bir şekilde yerine getirmek; ikincisi, inşallah kaydıyla istisna etmek, üçüncüsü de ısrarında bir günah bulunduğu takdirde bozup keffâret vermektir. Yeminin keffâreti de "Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti..." (Mâide, 5/89) âyetinin tefsirinde açıklanmıştır. Bakılabilir.) Burada Peygamber'e ait olan "sana" hitabından onunla beraber bütün müminlerle ilgili "size" hitabına geçilmiştir. Bu âyette Peygamber'in yaptığı tahrimin yeminle alâkalı olduğuna dair bir işaret varsa da, yemini bozduğunu gösteren bir delil mevcut değildir. Ancak "Yeminlerinizi koruyun." (Mâide, 5/89) emri gereğince yeminleri muhafaza etmek gerekmekle beraber, "îlâ" ve "tahrim" gibi zararlı ve sakıncalı yeminlerde ısrar etmenin iyi olmayıp, onu çözerek farz olan keffâreti vermenin daha iyi olacağına da işaret sözkonusudur. Nitekim bu hadiste de "Her kim yemin eder de, sonra ondan hayırlısını görürse, yemininden dolayı keffâret versin, sonra o hayrı yapsın." buyurulmuştur. Ve Allah sizin mevlânız, yani sahibiniz, mâlikiniz ve âmirinizdir. Onun için kendi arzularınıza göre değil, O'nun emirlerine göre hareket ediniz. "O, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibidir." Binaenaleyh size verdiği emirleri ve hükümleri de sizin ihtiyaç ve menfaatlarınızı bilerek ilim ve hikmetiyle vermiştir. Tahrimin asıl sebebini hatırlatmakla kadınların her hususta hoşnutluklarını aramanın neden dolayı iyi olmadığını açıklamak ve karı koca arasındaki sırların korunmasının gereğine işaret etmek, ayrıca kadınların kocalarına karşı çıkmalarının boşamaya sebebiyet verebilecek ve neticede ateşe sürükleyebilecek sakıncalardan olduğunu anlatmak ve öyle bir durumda tevbe etmeyip ısrar edecek olanları tehdid etmek suretiyle Hazret-i Peygamber'in eşlerine gereken vasıfları ve ahlâkı izah konusunda buyuruluyor ki: |
﴾ 2 ﴿