7O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi. Yüce Allah'ın Rabliği ve kerem sahibi olduğu da en açık misali olmak üzere insanın yaratılışında herkesin kendisine görünüp duran kudret eserleri ve kerem ile şöyle hatırlatılıyor: O Rabbin ki seni yarattı. Burada yaratma; bünye ve uzuvları düzgünleştirme, ölçülü yapma, şekil verme ve parçaları birleştirip oluşturmadan daha önce olmak karinesiyle önce var kılmak demek olduğu açıktır. Yine bilinmektedir ki her nimetin esası olan var olma, ilâhî lütuf ve keremin birincisidir. Sonra da senin bünye ve uzuvlarını düzgünleştirdi . "Seni bir topraktan, sonra bir nutfeden yarattı. Sonra da seni bir insan şekline getirdi."(Kehf, 18/37) buyrulduğu ve daha bir çok âyette geçtiği gibi yaratılışını aşamadan aşamaya geçirerek ruh üflenecek şekilde insanlık seviyesine getirdi; bünyeni, uzuvlarını, kuvvetlerini düzenine koydu, düzgünleştirdi de sana bir uyum ve itidal verdi. Burada biri "adl" kökünden birisi de "ta'dil" kökünden şeklinde olmak üzere iki kırâet vardır. İkisi de bir mânâya olarak denkleştirmek, normal hale getirmek demek olduğuna göre az önce geçen "tesviye"nin mükemmel hale gelmiş olduğunu ifade etmek üzere birkaç şekilde tefsir edilmiştir. BİRİNCİSİ, Mukatil'den rivayet edildiğine göre göz, kulak, el, ayak gibi çift uzuvların denkliği ve ayrıntıları anatomide bilindiği üzere vücudun her taraftan orantılı ve düzgünlüğü demek olup "Evet, onun parmak uçlarını bile düzeltmeye kadir olduğumuz halde"(Kıyamet, 75/4) âyetinin ifade ettiği gibi olur. Fakat bunda insanlık özelliğini ifade eden itibar ve değer açık değildir. İKİNCİSİ, Ata'nın İbnü Abbas'tan rivayet ettiği izah şeklinde ise: "Belini doğrultu, dik ve dengeli kıldı, eğri belli hayvanlar gibi yapmadı." diye tefsir edilmiştir ki, bunun hem insanın olgunlaştığını gösteren özelliği, hem de bünye ve uzuvları düzene koyduktan ve insanı, insan denilecek şekle getirdikten sonra olması daha açıktır. Zira çocuklarda görüldüğü gibi insanın belini doğrultup da ayakta dik ve doğru olarak yürüyebilmesi de uzuvları düzene koymanın tekamülünde bir aşamadır. ÜÇÜNCÜSÜ, Ebû Ali Fârisî'nin yazdığına göre, "sana itidal verdi" demek, bu mânâların hepsini ifade edici olarak "Seni en güzel şekle koyup en güzel biçimde çıkardı ve bu denge ile seni akıl, fikir ve kudreti kabul etmeye yetenekli kılıp bu şekilde diğer canlı ve bitkilere hakim kıldı. Seni, bu âlemdeki diğer varlıkların ulaşamadığı bir olgunluk derecesine çıkardı." diye tefsir edilmiştir ki "Onun yaratılışını tamamladığım ve içine ruhumdan üflediğim vakit." (Hıcr, 15/29) ve "Onları, yarattıklarımızın bir çoğundan gerçekten üstün kıldık." (İsra, 17/70) mânâlarına uygundur. Bunların hepsi Allah'ın bir lütuf ve keremidir. Bundan başka şeddesiz olarak döndürmek, eğip çevirmek mânâsına da tefsir edilmiştir ki, bunun da iki ayrı mânâya gelme ihtimali vardır. BİRİNCİSİ, eksiklikten olgunluğa, uygun olmayan şekilden uygun olan şekle çevire çevire en güzel suret ve biçime getirdi demek olarak, yine arınma mertebelerini ifade etmiş olur ki bu da kerem sayılan şeylerdendir. İKİNCİSİ, düzgünleştirilerek en güzel biçime getirildikten sonra "Sonra da onu aşağıların aşağısına çevirdik." (Tin, 95/5) buyrulduğu üzere olgunlaştıktan sonra eksiltmek ve aşağılara doğru çevirmek mânâsını ifade etmiş olur ki, bu mânâ keremi değil de o kereme aldananlara karşı kerem sahibinin tasarruf kudretini göstererek korkutma ve ahiretin var olduğunu gösterme mahiyetinde olmuş olur.  | 
	
﴾ 7 ﴿