11

Semud, azgınlığıyla Hakk'ı yalanladı,

Bunu bir misal ile açıklığa kavuşturmak için buyruluyor ki: "Semud, azgınlığından dolayı yalanladı".

Defalarca geçtiği üzere Semud, Arab-ı bâideden, yani tamamen helak ve yok olmuş ve yok oluş kıssası dillere destan olarak kalmış meşhur bir kavimdir. Birçok sûrede beyan olunduğu üzere yüce Allah onlara Peygamber olarak Salih (aleyhisselâm)'i göndermişti. Doğruluğuna dair bir âyet, bir mucize istediklerinde "Bu, Allah'ın dişi devesi, sizin için bir alâmettir. Bırakın onu Alah'ın arzında otlasın. Sakın ona bir fenalık yapmayın. Yoksa elem verici bir azaba uğrarsınız."(A'râf, 7/73) buyrulduğu gibi, bir Allah devesi, olağanüstü bir dişi deve âyet olarak gösterilmiş ve "Su içme hakkı bir gün onun, belli bir gün de sizindir."(Şuara, 26/155) mânâsı gereğince ona su verilmesi için nöbet ve sıra usulüyle bir gün ayrılmış ve Allah'ın arzında yayılmak üzere bırakılması ve kötülükle dokunulmaması, dokunulduğu takdirde elem verici bir azap geleceği haber verilmiş idi ki, devenin yaratılışı bir mucize olduğu gibi, bu haber de bir mucize oluyordu. O kavim buna inanmamış, yalanlama ile karşılamış idi. Yalan kötü bir şey olduğu gibi, gerçek ve doğru olan bir haberin yalan olduğunu söylemek de kötü bir iş, bir yalan; bir peygamberin verdiğ haberi yalanlamak ise onu gönderen Allah'ı inkârdır.

Da'va kalıbında "tağva", azgınlık mânâsına mastardır. Kayaları kesip biçen Semud, kuvvetlerine güvenerek azgınlıkları sebebiyle peygamberlerine inanmayıp yalanladılar.

11 ﴿