7Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi? "Seni yol bilmez bulup da." Bu, önceki cümlenin özet olarak ifade ettiği mânâ üzerine bağlanmıştır. Zira olumsuz cümlede bulunan istifham-ı inkârî, olumsuzu inkâr ve olumluyu anlatmak demek olduğundan bunlar da onun özeti üzerine "vav" atıfası (bağlacı)yla bağlanmak suretiyle istifham-ı takrirî şeklinde ifade olunmuştur. ile olumsuz yapılan muzari fiiline bağlanarak onun hükmüne dahil olması da caizdir ki "Seni yetim olarak bulup barındırmadı mı ve seni yolunu şaşırmış bulup yol göstermedi mi?" demek olur. DÂLL, bilindiği gibi yitik, hangi yola gireceği hususunda şaşkın, yahut yanlış yola giden sapık mânâlarına gelir. "Sizin arkadaşınız şaşırmadı, azıtmadı da."(Necm, 53/2) buyurulmuş olan Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiçbir zaman akıl ve dinde sapık mânâsına "dâll" olmamıştır. Allah'ın birliğine inanarak yetişmiş, hiçbir puta secde etmemiş, Allah'tan başka ilâh tanımamış, ahlâkı temizdi, hiç bir kötü fiil işlememişti. Her hususta güvenilir kişi olarak tanınmıştı. Dolayısıyla şirk sapıklığı, heva ve hevese göre amel etme sapıklığı onun yüce zatından uzak idi. Yüce Allah onu ta baştan itibaren o gibi sapıklıklardan uzak kılmış, ona sağlam bir bakış ve görüş bahşetmişti. Bununla beraber peygamber olmadan önceki akıl ve dirayeti ile peygamberlikten sonraki ilim ve hidayeti arasında büyük bir fark vardı ki bu fark çocukluk ile ergenlik arasındaki farktan daha büyüktür. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) peygamber olmadan önce de kavminin, Arap müşriklerinin dinlerindeki bozukluğu görmüştü. Karşısında bulunan Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi iki dinin çığırından çıkmış olduğunu da sezmişti. Fakat girilmesi gerekli olan ve mücerret (soyut) akıl ile idrak edilip kavranması mümkün olmayan Hak din ve şeriatının ne olması lazım geleceğini ve dünyayı sarmış olan bunalım içinden nasıl çıkılıp da Hakk'a erileceğini belirlemede şaşırmış idi. Kitap okumasını bilmez, cihana ruh yayacak olan iman ve İslâm'ın ayrıntılı temel esaslarından "Şüphesiz sen ondan önce ğafillerden idin."(Yusuf, 12/3), "Sen bundan önce hiç kitap okur değildin, hala da elinle yazı yazmazsın."(Ankebut, 29/48), "Oysa sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin."(Şura, 42/52) buyrulduğu üzere ğafil idi. İşte burada "Seni yol bilmez buldu." buyurulması, bu şekilde peygamberlikten önce ve çocukluk çağlarındaki gafillik ve şaşkınlık hallerine işarettir. Yani sen, peygamberlikten önce akılların yol bulamadığı hakikatler ve şeriatlerden gâfil ve yol arayan bir yitik halinde şaşkın iken Rabb'ın seni bulup seçerek hidayet buyurmadı mı? Verdiği vahiy, indirdiği kitap ile bilmediklerini bildirerek doğru yolu göstermedi mi? |
﴾ 7 ﴿